Zeytinyağı Diyarı - Lyrboton Kome
Merhaba arkadaşlar.
Son zamanlarda gezdiğim en ilginç antik kentlerden biri olabilir Lyrboton Kome. Zira Likya, Psidia ve Pampyhlia bölgelerinde gezdiğiniz hiçbir antik kentte rastlamayacağınız, korunmuş güzel detaylar var Lyrboton Kome'de.
Çok büyük beklentilerle gidip de gördüğüm bir antik kent değildi açıkçası, fakat beni oldukça şaşırttı ve tatmin etti. Rutin bir haftasonu gezisi esnasında, bulunduğum konuma da olan yakınlığıyla gezeyim dedim. Lyrboton Kome, Antalya'nın Varsak bölgesinde yüksekçe bir tepenin üzerinde, çam ormanlarıyla kaplı bir alana kurulmuş. Antalya merkezde Kaleiçi'nden sonra gezebileceğiniz en yakın antik kentlerden biri olma özelliğine sahip, benim evime sadece 12 km kadar. Henüz müze haline getirilme çalışmaları devam ediyor bu sebeple girişte herhangi bir ücret ödemeyecek ya da müze kartı kullanmanız gerekmeyecek. Şimdi ufaktan şehrin detaylarına girelim.
Lyrboton Kome, Pamphylia'nın başkenti olan Perge antik kentine bağlı bir şehirdi. Neredeyse tüm Pamphylia ve Likya kentlerine zeytinyağı üretimi yapan bu şehrin çeşitli yerlerinde, taştan yapılma mekanik presler ve zeytinyağı havuzları barındıran antik zeytinyağı fabrikalarına denk geleceksiniz. Rüzgar zamanla taşların belli noktalarını aşındırmış olsa bile presler hala kullanılabilecek durumda. Ayrıca çam ormanlarının arasından Perge antik kentine kadar uzanan İmparator yolu bulunmakta, fakat bu yolun çok kısa bir bölümü bugün gün yüzüne çıkarılabildi, geri kalan yollar ise gömülü ya da modern şehir yapılarının altında kalmış.
Şehirde tıpkı Rhodiapolis'te ve Termessos'ta olduğu gibi devasa su sarnıçları da bulunmakta. Ayrıca Bizans döneminde yapılma kiliseler, bazilikalar ve taş evler de çok deformeye uğramadan günümüze kadar kalabilmiş. Bu da şehrin Bizans dönemine kadar aktif olarak kullanıldığı anlamına geliyor. Kazılar hala devam ettiği ve Antalya Valiliği'nin bölgede bir Arkeopark projesi olduğu için şehir hakkındaki diğer bilgiler ve yazılı kaynaklar oldukça sınırlı. Fakat Perge antik kentinin terk edilişinden çok çok sonra da Lyrboton Kome antik kenti köy olarak kullanılmış olabilir, zira Bizans'ın Anadolu'yu tümden kaybedip Marmara'ya çekilmesinden sonra bölgeye yerleşen ve Varsak adını veren Tatar hanlarından biri olan Varsak beyin burada da bölgeyi kullandığı ve zeytinyağı üretimini devam ettirdiği söyleniyor.
Lyrboton Kome, çam ormanlarının içerisinde, keşfetmeye değer, sizi zeytinyağı üretim dükkanlarında kısa bir tarihsel yolculuğa çıkaracak oldukça güzel antik kentlerden biri ve iyi ki keşfetmişim dedim.
Sağlıcakla kalın.
Son zamanlarda gezdiğim en ilginç antik kentlerden biri olabilir Lyrboton Kome. Zira Likya, Psidia ve Pampyhlia bölgelerinde gezdiğiniz hiçbir antik kentte rastlamayacağınız, korunmuş güzel detaylar var Lyrboton Kome'de.
Çok büyük beklentilerle gidip de gördüğüm bir antik kent değildi açıkçası, fakat beni oldukça şaşırttı ve tatmin etti. Rutin bir haftasonu gezisi esnasında, bulunduğum konuma da olan yakınlığıyla gezeyim dedim. Lyrboton Kome, Antalya'nın Varsak bölgesinde yüksekçe bir tepenin üzerinde, çam ormanlarıyla kaplı bir alana kurulmuş. Antalya merkezde Kaleiçi'nden sonra gezebileceğiniz en yakın antik kentlerden biri olma özelliğine sahip, benim evime sadece 12 km kadar. Henüz müze haline getirilme çalışmaları devam ediyor bu sebeple girişte herhangi bir ücret ödemeyecek ya da müze kartı kullanmanız gerekmeyecek. Şimdi ufaktan şehrin detaylarına girelim.
Lyrboton Kome, Pamphylia'nın başkenti olan Perge antik kentine bağlı bir şehirdi. Neredeyse tüm Pamphylia ve Likya kentlerine zeytinyağı üretimi yapan bu şehrin çeşitli yerlerinde, taştan yapılma mekanik presler ve zeytinyağı havuzları barındıran antik zeytinyağı fabrikalarına denk geleceksiniz. Rüzgar zamanla taşların belli noktalarını aşındırmış olsa bile presler hala kullanılabilecek durumda. Ayrıca çam ormanlarının arasından Perge antik kentine kadar uzanan İmparator yolu bulunmakta, fakat bu yolun çok kısa bir bölümü bugün gün yüzüne çıkarılabildi, geri kalan yollar ise gömülü ya da modern şehir yapılarının altında kalmış.
Şehirde tıpkı Rhodiapolis'te ve Termessos'ta olduğu gibi devasa su sarnıçları da bulunmakta. Ayrıca Bizans döneminde yapılma kiliseler, bazilikalar ve taş evler de çok deformeye uğramadan günümüze kadar kalabilmiş. Bu da şehrin Bizans dönemine kadar aktif olarak kullanıldığı anlamına geliyor. Kazılar hala devam ettiği ve Antalya Valiliği'nin bölgede bir Arkeopark projesi olduğu için şehir hakkındaki diğer bilgiler ve yazılı kaynaklar oldukça sınırlı. Fakat Perge antik kentinin terk edilişinden çok çok sonra da Lyrboton Kome antik kenti köy olarak kullanılmış olabilir, zira Bizans'ın Anadolu'yu tümden kaybedip Marmara'ya çekilmesinden sonra bölgeye yerleşen ve Varsak adını veren Tatar hanlarından biri olan Varsak beyin burada da bölgeyi kullandığı ve zeytinyağı üretimini devam ettirdiği söyleniyor.
Lyrboton Kome, çam ormanlarının içerisinde, keşfetmeye değer, sizi zeytinyağı üretim dükkanlarında kısa bir tarihsel yolculuğa çıkaracak oldukça güzel antik kentlerden biri ve iyi ki keşfetmişim dedim.
Sağlıcakla kalın.
Leave a Comment