Olympos - Bir Antik Kentten Fazlası

Merhaba arkadaşlar

Bugün sizlere bahsedeceğim kent, Olympos antik kenti. Olympos, sadece bir antik kent ve ören yeri olmamakla birlikte, sit alanı dışında kalan yerlerde sahip olduğu bungalov evler, pansiyonlar, camping alanları ve güzel plajıyla, Antalyalıların tercih ettiği güzel de bir tatil köyüdür aynı zamanda. Olympos'un tarihine ve özelliklere dönelim.
Olympos ile Phaselis birbirine yakın olmakla birlikte, aralarında güncel karayolu ulaşımı olarak 28 km kadar bir mesafe var. Deniz mili olarak ise süre daha da kısa. Olympos, Phaselis ile birlikte dönemin önemli ticaret ve liman merkezlerinden biriydi. Tıpkı Rodoslu kolonistler tarafından kurulan Phaselis gibi, Olympos'un da aynı kolonistler tarafından kurulduğu düşünülse de, net bir tarih henüz söyleyemiyoruz. Şehirle alakalı elimizde mevcut olan veriler, İ.Ö 167-168 yılında Likya birliğine üye 6 kentten biri olduğunu, senatolarında üç oy hakkına sahip oldukları. Şehirde İ.S 172-173 yıllarında Imperator Marcus Aurelius adına inşa edilmiş İon düzeninde bir tapınak kalıntısı var. Ayrıca limana giderken kaya oyuğunda yer alan kaptan Eudemos lahdi ve üzerindeki şiir gayet görülesi bir lahit. Şiir ise şöyle;
''Son limana demirledi gemi, çıkmamak üzere.
Çünkü ne rüzgardan, ne de gün ışığından medet var artık.''

Şehrin Necropolisinde, kapakları gemi tabanı şeklinde yapılmış oldukça güzel lahitler bulunmakta. Bu tip lahitlerin asıl yeri Kekova ve Demre olsa da, aynı lahit tipi Olympos'ta da kullanılmış. Bu lahitleri ırmağın güney yönünde bakınca sağ tarafta kalan arazide bulabilirsiniz. Olympos kentini ortadan ikiye ayıran bir ırmak var. Zamanında iki yakayı birbirine bağlayan bir köprü mevcutsa da, bugün sadece köprünün bir ayağı dışında günümüze ulaşamadan yıkılmış. Diğer antik kentlerle Olimpos'u karşılaştırdığımızda, buradaki tahribat bana daha yüksek gibi geldi. Gerek doğanın acımasızlığı, gerek defineciler. Kentin bir de dağın yamaçlarına kurulmuş 2 adet kalesi var. Birisi güney yönünde solda, bir diğeri de sağda. Irmağın denizle kavuştuğu yerden sağ tarafa bakınca kaleyi tepede görebilirsiniz. Kaleye çıkan dik ve zorlu bir patika var, özellikle yazın giderseniz çok terleyeceksiniz fakat yine de o manzarayı görmeye değecek. Şuraya da manzaraya ait bir fotoğraf bırakalım :)

Kentin sahip olduğu, Odeon modelinde küçük bir tiyatrosu da varmış fakat maalesef ağır tahrip olmuş vaziyette ve ciddi bir restorasyon ihtiyacı var. Yapının neredeyse %80'i yıkılmış vaziyette, taşların çoğu da zamanla toprak altında kalmış. Ufak bina temelleri ve kalıntıları, agoralara sahip ve Phaselis'le kıyasladığımızda Phaselis'den bile daha büyük bir alana yayılmış Olympos. Çam ormanları, vadi içerisine kurulduğundan dolayı etrafını doğal olarak çeviren sarp kayalıklar gibi nice güzel detayları var. Eğer biraz şanslıysanız, sabah saatlerinde kayalara tırmanan dağ keçilerine burada da denk gelme olasılığınız var. Ayrıca şehrin ortasından akan ırmak buz gibi aktığı için, yeterince serinleyemeyenler burada da serinleyebilir.

 İ.Ö 1. YY'da Olympos, Phaselis ile beraber yoğun korsan problemleri ile uğraşmış. Bölgede oldukça korkulan ve popüler olan korsan Zeniketes Olympos'a bir müddet sahip olmuş ve M.Ö 77'de Roma İmparatorluğu idaresine girene kadar bu problemleri yaşamış, Roma döneminden sonra da şehir tekrar ekonomik kalkınma geçirerek Akdeniz'in önemli liman kentlerinden biri haline gelmiş, ayrıca Likya birliğinin ilk piskoposu Methodius'u çıkarmış. İ.S 6 YY'dan itibaren yoğun Arap akınları, hastalıklar ve savaşlar tıpkı diğer kentler gibi Olympos'un da göç vermesine sebep olmuş ve nihayetinde şehir kaderine terk edilmiş. Olympos'un hikayesi böyle. Örenyerini müze kartınızla gezebilirsiniz. Güncel fiyatı maalesef 1 yıldır ziyaret etmediğimden dolayı bilmiyorum. Her sene gittiğim ve çam ormanları arasındaki bungalovlarda konakladığım Olympos'u bu sene maddi imkansızlıklar yüzünden gezemedim.

Olympos'ta cafeler, gözlemeciler, publar ve konser alanları mevcut, zaman zaman burada etkinlikler olabiliyor. Bir sürü bungalov ve pansiyonlar olduğu için, size uygun gelen herhangi bir tanesinde kalabilirsiniz. Ben Varuna Pansiyon'da kalmıştım, fakat Sheriff's Pansion, Kadir's Tree House'da buradaki diğer popüler pansiyonlardan. Akşamları Bull Bar'da eğlenebilir, ya da yarım saatlik mesafedeki Çıralı'ya gidip canlı müzik ve publarda takılabilirsiniz. Olympos her ne kadar ilk sakinleri tarafından terk edilmiş bir kent olsa da, bugün hala içerisinde yaşayanları ve canlı tutanları var. Kamp konusunda maalesef sit alanı ve özel mülkiyet olduğu için çadır kurulamamakta, fakat sahip olduğu 3 adet camping pansiyonları vardı eğer yenileri açılmadıysa, buralarda çadırınızı kurup kalabilirsiniz.

Sorularınız var ise yorum bölümünden sorabilirsiniz. Kendinize iyi bakın.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.