Rhodiapolis - Opramoas'ın Memleketi
Tekrardan merhaba arkadaşlar.
Bugün tanıtımını yapacağım antik kent, Antalya’nın Kumluca
ilçesinde bulunan Rhodiapolis antik kenti.
Rhodiapolis, tıpkı Phaselis ve Olimpos gibi Rodoslu kolonistlerce kurulmuştur. Kent,
denizi görebilecek şekilde yüksek bir tepe üzerine inşaa edilmiştir. Şehir,
tıpkı Phaselis ve Olympos gibi Likya birliği üyesidir. Rhodiapolis’te birazdan
fotoğraflarda da görebileceğiniz şekilde taşa oyulmuş harika kaya mezarları
vardır. Ayriyeten Rhodiapolis’i özel kılan durumlardan bir diğeri de, diğer
antik kentlere göre çoğu binanın ve sarnıçların oldukça iyi durumda olmasıdır.
Bunun nedeni, Büyük Likya Depremi ‘nden(İ.S 141) sonra şehirdeki çoğu binanın
güçlendirilmesine yetecek kadar zengin insanları içerisinde barındırmasıdır.
Bunlardan bir diğeri de yazının devamında ayrıca anlatacağım tüccar
Opramoas’tır.
Rhodiapolis’teki çoğu mimari eser, Roma İmparatorluğu döneminde özellikle de depremlerden sonra restore edildiğinden ya da yeniden inşaa edildiğinden dolayı, günümüze ulaşan kalıntıların çoğu 7. YY sonrasından kalma. Bunun haricinde küçük bir Grek tipi tiyatrosu, Helenistik bir kuleye de sahip. Özellikle Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlık yaygınlaştıktan sonra Bizans dönemi öncesi inşaa edilmiş kiliseler ve bazilikalar da mevcut. Ayrıca küçük taşlardan yapılma kimisi harçlı kimisi de harçsız hala ayakta durabilen şahsi evler de mevcuttur. Şehrin bir diğer ilgi çekici özelliği, yürürken neredeyse sağda solda kırılmış küp ve vazo parçaları bulabileceğinizdir. Muhtemelen şehir terk edildikten sonra gerçekleşen depremlerde bunlar parçalanıp kırılmış.
Şehrin hemen hemen çoğu köşesinde yazıtlara rastlamak mümkündür.
Bunların çoğu Opramoas ve Likya Birliğiyle alakalı yazılardır. Opramoas’ın
şerefine düzenlenmiş etkinlikler, onurlandırmalar ve Likya a Birliği’nin
yöneticisi olduğu düşünülen kişiyle yazışmalar vardır. Yazının başından beri
sürekli bahsettiğimiz Opramoas’ı tanıyalım biraz da. Antonius Pius döneminde (İ.S
138 – 161) yaşamış olan Opramoas, evsizler ve
fakirler icin aşevleri kurmuş, evlenmek isteyen fakat parası olmayan gençlerin çeyizlerini hazırlatmış, Büyük Likya Depremi'nden sonra yıkılan ve kullanılamaz
hale gelen çoğu binayı tamir ettirip insanlara barınma imkanı sağlamış, 100.000 denarii kadar yardım yapmış, tüm
Likya şehirlerinin vatandaşı olan ve Roma Imperatoru tarafindan bile bizzat
tebrik edilen bu adam, yaşadığı dönemin adeta bir meleği gibiydi.
Rhodiapolis'in hikayesi de böyle. Pamfilya, Likya, Pisidia bile başlı başına bir çok öyküye ve kahramanlığa imza atarken, Anadolu üzerindeki antik kentlerin sayısını da hesaba katınca varın siz düşünün ne denli hikayeler, kederler, mutluluklar çıktığını bu topraklardan. Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Leave a Comment