Ekonomi Harikası Şehir - Aspendos

Merhaba arkadaşlar
Bugün bahsedeceğimiz antik kentlerden bir diğeri de, Aspendos. Aspendos Side'ye ve Perge'ye yakın olmasıyla birlikte, bu iki şehirden farklı gelişim göstererek kendine değişik bir statü edinebilmiş. Şüphesiz bunda sahip oldukları ticaret ve ekonomik güçleri rol alıyor.


Aspendos'u ilk kez 2017 sonbaharında, 30 Eylül'de ziyaret etmiştim. Gördüğüm anda da beni büyüleyen bir şehir oldu. Zira tiyatrosu, Türkiye'de en iyi korunabilmiş ve akustiği en iyi antik tiyatrolardan biri, arada bir çeşitli şenlikler ve konserlerde de hala kullanılarak, görevini başarıyla yerine getiriyor. Efes Antik kentini de gezmiş, görmüş biri olarak Aspendos'un tiyatrosu kesinlikle Roma'nın kolezyumu ile yarışır diyorum, bunda da oldukça iddialıyım. Eğer hala gidip görmediyseniz de, kesinlikle çok şey kaçırdığınızdan emin olabilirsiniz :) Bununla birlikte, şehrin su kanalları da Seleukeia antik kentiyle birlikte Türkiye'nin en iyi korunmuş ve en uzun su kanallarına sahip, bütün görkemiyle de seyre hazır. Ayrıca Belkıs nehri üzerinden geçen köprüsü de görülmeye değer ve bugün hala kullanılıyor.





Aspendos hakkında tarihi bilgiler vermem gerekirse, şehrin kuruluş yılının M.Ö 500'lerden daha eski olduğu tahmin ediliyor. Şehrin yakınındaki nehrin civarında M.Ö 466-469 yılları arasında Atina birliği ve Persler ile bir savaş gerçekleşti ve bu savaşı Atina Birliği kazandı. Atina Birliğinin başında Atinalı Cimon, Perslerin başında ise Sardis Pers Satrabı Tithraustes ve Pers generali Pherendatis vardı. Atina Birliğinin kayıplarını bilemesek de, hemen hemen eşit güçlerle birbirine karşı savaşan bu orduda Perslerin 200 küsür kadar gemilerini kaybedip ağır bir mağlubiyet aldıklarını biliyoruz. Bu savaş Xerxes'in Yunanistan'ı ele geçirme ümitlerini tamamen bitirmiş, zaten kısa bir süre sonra da suikaste kurban gitmişti. Büyük İskender Anadolu'ya geldiğinde şehir dolaylı yollardan direnç gösterip bağımsızlığını kazanmak istese de, yetiştirdikleri atlardan İskender'in ordusuna temin edip vergi vermeyi kabul ederek Makedonya Krallığının bir parçası olmuşlardır.




Büyük İskender'in ölümünden sonra Side ile birlikte Ptolemaios egemenliğine giren şehir, Roma imparatorluğunun Pamfilya'yı fethine kadar bu şekilde varlığını sürdürdü. Sahip olduğu tiyatro ve su kanalları, Roma İmparatorluğu döneminde, M.S 161 - 180 yılları arasında yapılmıştır. İmparator Marcus Aurelius'un emriyle, Theodoros oğlu mimar Zenon'a inşa ettirilmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde ekonomik durumunu oldukça güçlendiren Aspendos, sahip olduğu darphanesiyle başka şehir devletlerine de para basmış, pamuk tarımcılığı, tuz ticareti, Şarapçılık, Zeytincilik ve zeytinyağı, yaş meyve ticaretleri yapmış, bu ticaretlerle de bölgede söz sahibi olan ekonomik bir güç haline gelmiştir. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz gibi şehrin çok iyi at yetiştirdiği, bu kısrakların savaşlarda kullanıldığı ve başka devletlere de satıldığı biliniyor.




Apendos, Bizans döneminde de yaşanılan bir şehir olmuş, hatta Selçuklu döneminde de tamamen terk edilmeyerek bölgede önemli kervansaray noktalarından biri olmaya devam etmiştir. Sürekli korsan ve Arap istilalarıyla uğraşan diğer Pamfilya şehirlerinin aksine, Aspendos'un bu konuda kendini daha iyi koruyabildiğini görüyoruz. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'de 1930 yılında Aspendos antik kentini ziyaret etmiş, Aspendos antik tiyatrosunun onarılıp tekrar kullanılması için talimat vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de Aspendos bu nedenle önemlidir.




Aspendos antik kentinin hikayesi de böyle. Bir sonraki antik kentimizde görüşmek üzere.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.