Kamp Tatili - Doğrusuyla Yanlışıyla
Son zamanlarda, özellikle sosyal medyada rastlayabileceğimiz bir kamp furyası başladı son bir kaç yıldır. Çeşitli Facebook aktivite sayfaları, oluşumlar, gönüllü gruplar ya da bireysel hareket eden gezginler kamp maceralarını ve serüvenlerini birbiriyle paylaşmaya başladı. Bir de bunun yanında kamp tatili hakkında negatif söylemlerde bulunan, ya da daha doğrusu durumu yanlış analiz eden değişik bir kitle var. Doğrusuyla yanlışıyla, kamp tatili nedir? neden insanlar kamp tatili yapmak ister? artıları ve dezavantajları nedir detaylı bir şekilde yazmaya karar verdim.
Öncelikle kamp tatili zorunlu bir ihtiyaç değil, bir hobi, bir zevktir. Kamp tatili hakkında yapılan eleştirilerin başında ''hiç konfor yok ki, bu nasıl tatil'' eleştirisi gelir. Oysa ki kamp tatili yapan insanların konfor gibi bir derdi yoktur. Bungalovlar da her ne kadar doğanın içerisinde olsa da bungalov tatili yapabileceğiniz yerler kısıtlı. Kampta ise böyle bir kota olmamakla birlikte, devlet tarafından kamp yapılması yasaklanmış bir arazide değilseniz çadırınızın ebatlarının sığabildiği her doğa ortamında konaklayabilirsiniz. Bu nedenle çadır kampında konfor aramak başlı başlına bir hatadır zaten, otellerle ya da pansiyonlarla versus edilmesi doğru değildir.
Bir diğer negatif söylem, sadece fakirlerin kamp tatilini tercih ettiği. Ülkemizin malum durumu, hayat pahalılığı yüzünden kalabalık aileler, öğrenciler çoğu zaman maddi imkansızlıklardan dolayı çadır kampı tercih edebilir evet. Fakat profesyonel kamp ekipmanlarının toplam maliyeti çoğu zaman 10 bin TL'nin üzerindedir, belli başlı aksesuar ve parçalar belirli periyotlarda değişmek zorunda olduğundan dolayı da maliyeti artar. Daha düşük kaliteli malzemeler kullanılarak da kamp yapılabilir fakat ekstrem doğa koşullarında verimli olmayıp ölüme kadar götürebilir bireyleri. Bu sebeple kamp tatilinin fakirlikle alakası yoktur. Bilakis sahip olduğu imkanlar ve malzeme kalitesi genişliğinde her bütçeye uygun yapısıyla kamp tatili ekonomik düzeyi düşük insanların da doğada ortak kaynakları paylaşabildiği, kendini özgür hissettiği, herkesle eşit olabildiği ve aynı zamanda tatil de yapabildiği bulunmaz bir nimettir. Bu eleştiriyi yapan insanların ekseriyetle bencil, materyalist ve negatif bir yapıda olduğu da göz ardı edilemez bir gerçek. Çünkü ancak düşünsel derinliği olmayan insanlar başkalarının yoksulluğunu görerek kendini değerli hisseder ve bununla alay etme amacı güder, hiçbir zaman insanların eşit şartlarda olmasını sağlayacak toplumsal hareketleri desteklemez bilakis bunun karşısında yer alır. Klasik lüks düşkünlüğü, burjuvalık, tüketim çılgınlığı ve kendini önemli hissetme psikiyatrik bozukluğunun kıyısında gezinirler.
Özentilik ve popüler kültür amaçlı kamp faaliyetlerini de amacının dışında kullanan, doğaya zarar veren, doğayı çöplüğe çeviren bazı oluşumlar da oldu yakın zamanlarda. Ne yazık ki olmaya da devam edecek. Bu örnekler kamp tatilinin ya da kampçılığın varoluş amacına bir zarar vermemekle birlikte bireylerin hangi organizasyonlarda yer alması gerektiği ya da kampta nelere dikkat etmesi gerektiğine dair ibretlik bilgiler sunmakta. Çünkü bir musibet bin nasihatten iyidir çoğu zaman.
Öncelikle kamp tatili zorunlu bir ihtiyaç değil, bir hobi, bir zevktir. Kamp tatili hakkında yapılan eleştirilerin başında ''hiç konfor yok ki, bu nasıl tatil'' eleştirisi gelir. Oysa ki kamp tatili yapan insanların konfor gibi bir derdi yoktur. Bungalovlar da her ne kadar doğanın içerisinde olsa da bungalov tatili yapabileceğiniz yerler kısıtlı. Kampta ise böyle bir kota olmamakla birlikte, devlet tarafından kamp yapılması yasaklanmış bir arazide değilseniz çadırınızın ebatlarının sığabildiği her doğa ortamında konaklayabilirsiniz. Bu nedenle çadır kampında konfor aramak başlı başlına bir hatadır zaten, otellerle ya da pansiyonlarla versus edilmesi doğru değildir.
Bir diğer negatif söylem, sadece fakirlerin kamp tatilini tercih ettiği. Ülkemizin malum durumu, hayat pahalılığı yüzünden kalabalık aileler, öğrenciler çoğu zaman maddi imkansızlıklardan dolayı çadır kampı tercih edebilir evet. Fakat profesyonel kamp ekipmanlarının toplam maliyeti çoğu zaman 10 bin TL'nin üzerindedir, belli başlı aksesuar ve parçalar belirli periyotlarda değişmek zorunda olduğundan dolayı da maliyeti artar. Daha düşük kaliteli malzemeler kullanılarak da kamp yapılabilir fakat ekstrem doğa koşullarında verimli olmayıp ölüme kadar götürebilir bireyleri. Bu sebeple kamp tatilinin fakirlikle alakası yoktur. Bilakis sahip olduğu imkanlar ve malzeme kalitesi genişliğinde her bütçeye uygun yapısıyla kamp tatili ekonomik düzeyi düşük insanların da doğada ortak kaynakları paylaşabildiği, kendini özgür hissettiği, herkesle eşit olabildiği ve aynı zamanda tatil de yapabildiği bulunmaz bir nimettir. Bu eleştiriyi yapan insanların ekseriyetle bencil, materyalist ve negatif bir yapıda olduğu da göz ardı edilemez bir gerçek. Çünkü ancak düşünsel derinliği olmayan insanlar başkalarının yoksulluğunu görerek kendini değerli hisseder ve bununla alay etme amacı güder, hiçbir zaman insanların eşit şartlarda olmasını sağlayacak toplumsal hareketleri desteklemez bilakis bunun karşısında yer alır. Klasik lüks düşkünlüğü, burjuvalık, tüketim çılgınlığı ve kendini önemli hissetme psikiyatrik bozukluğunun kıyısında gezinirler.
Özentilik ve popüler kültür amaçlı kamp faaliyetlerini de amacının dışında kullanan, doğaya zarar veren, doğayı çöplüğe çeviren bazı oluşumlar da oldu yakın zamanlarda. Ne yazık ki olmaya da devam edecek. Bu örnekler kamp tatilinin ya da kampçılığın varoluş amacına bir zarar vermemekle birlikte bireylerin hangi organizasyonlarda yer alması gerektiği ya da kampta nelere dikkat etmesi gerektiğine dair ibretlik bilgiler sunmakta. Çünkü bir musibet bin nasihatten iyidir çoğu zaman.
Leave a Comment